Mehmet Ali Kaya güya Hz. İsa (as)’ın Üstadın zamanında nüzul ettiğini, kimsenin görmediği bir yerde; bir camide Bediüzzaman’ın arkasında namaz kıldığını ve gizli olarak Said Nursi Hazretleri’ne biat ettiğini iddia etmektedir. Bu durumu Bediüzzaman’ın güya; “Hz. İsa (as) gelince herkesin onu tanıması gerekmez. İmanın kuvvetiyle bilinir ve havassı onu bilse ve tanısa yeterlidir” ifadesiyle açıkladığını savunmaktadır.
Mehmet Ali Kaya, aynı kitabın 236. ve 237. sayfalarında ahir zamanda zuhur edecek ve bir araya gelecek olan Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) ile ilgili olarak yine tamamen -Peygamberimiz (sav)’i ve hadislerini tenzih ederiz-hadis-i şerifleri hiçe sayan bir mantık yürütmüştür. Aslında Üstadımızın Ahir zamanın büyük Mehdisi olduğunu ve Hz. İsa (as)’ın da onun zamanında nüzul edip, hiç kimsenin görmediği bir yerde gizli olarak Bediüzzaman Hazretleri’ne biat edip, onun arkasında namaz kıldığını söylemektedir. Ardından da yine Bediüzzaman Hazretleri’nin çok açık olan “Zaten Hz. İsa (as) geldiğinde herkesin onu tanıması gerekmez imanın kuvvetiyle bilinir. Havası onu tanısa ve bilse yeterlidir” ifadesini çarpıtarak Üstadımızın bu sözünü kendi yanlış mantığına delil olarak sunmaya çalışmaktadır. Oysa Peygamberimiz (sav)’in Hz. Mehdi (as) ile Hz. İsa (as)’ın buluşması ve o dönemde dünya üzerinde olacak gelişmelerle ilgili onlarca sahih hadisi mevcuttur. Bu hadislerde anlatılan olaylar ve gelişmeler ise gizlice vuku bulup gözden kaçacak türde olaylar değil aksine son derece dikkat çekici, Müslümanların ve Kitap Ehli’nin şahit olacağı, Hıristiyanların tevhidi kabul edip tek bir Allah’ın varlığına inanmalarına vesile olacak türde dünya çapında büyük olaylardır. Oysa ki Bediüzzaman Hazretleri’nin yaşadığı dönemde böyle bir olay gerçekleşmemiştir. Hıristiyanlar henüz Hz. Mehdi (as)’ın zuhur ettiği dönemde nüzul edecek olan Hz. İsa (as) vesilesiyle, Müslümanlığı kabul etmemişlerdir. Ayrıca Hz. İsa (as)’ın nüzulünün ardından dünya üzerinde yaşanacak olan barış ve sükunet ortamı da Bediüzzaman Hazretleri’nin döneminde oluşmamıştır. Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa (as) dönemlerinde yaşanacak olan bereket bolluk, huzur güven ortamı henüz sağlanamamıştır. Peygamberimiz (sav), Hz. İsa (as)’ın tekrar nüzul edeceği bu dönemde meydana gelecek değişikliklerden bazılarını şöyle bildirmiştir:
Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. -Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. -Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar , hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
Savaş (erbabı) da ağırlıklarını (silah ve malzemelerini) bırakacak. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)
Benliğime hakim olan zata yemin ederim ki, Meryem’in oğlunun adaletli bir hakem olarak size inmesi pek yakındır. O, Haç’ı kıracak (haça tapınmayı kaldıracak),
domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi
kaldıracak; mal çoğalacak ki, kimse onu kabul etmeyecektir
(Sünen-i Tirmizi, 4/93)
Hayatım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryem oğlu (İsa Aleyhisselam)’ın
adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. O, salibi (haçı)
kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin
haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracaktır, mal o kadar çoğalıp taşacak ki, hiç kimse mal kabul etmez olacaktır. (Sahih-i Müslim, 6/532)
İsa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli bir imam (devlet başkanı) olarak (gökten yere) inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. O, (indiğinde) haçı kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracaktır. Mal da o kadar çoğalacaktır ki hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir. (Sünen-i İbni Mace, 10/340)
Yüzlerce hadisle sabit olan ancak bu yazıda sadece birkaçına yer verdiğimiz Hz. İsa (as)’ın nüzulü sonrası Hz. Mehdi (as)’a tabiyetiyle birlikte dünya üzerinde yaşanacak barış ve güven ortamı ile ilgili ayrıntılar Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin yaşadığı Hicri 13. Yüzyılda hiçbir şekilde meydana gelmemiştir. Tek başına bu delil bile Mehmet Ali Kaya’nın; Bediüzzaman’ın döneminde Hz. İsa (as)’ın nüzul edip Bediüzzaman’a biat ettiği yönündeki asılsız iddiasını geçersiz kılmak için yeterlidir. Ayrıca Bediüzzaman Hazretleri; Hz. İsa (as) nüzul ettiğinde imanın nuru ile ancak bazı kişilerin onu tanıyacağı yönündeki açıklamasıyla Hz. İsa (as)’ın nüzul ettiği ilk dönemlerde insanlar tarafından hemen “Bu muhterem, Hz. İsa (as)’dır” denerek tanınmayacağı, belli bir süre gizli olarak ve kendi cemaati içinde faaliyetlerini sürdüreceğini ifade eden açık bir izahtır. Böyle ilgisiz bir tefsire ihtiyaç duyurtan kapalı bir izah değildir.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen